Özellikle Aile Hukuku çerçevesinde Medeni Kanunda tanımlanan tüm davalar ekip arkadaşlarımız tarafından titizlikle takip edilmektedir. Son dönem Yargıtay kararları düzenli olarak tarafnmak suretiyle müvekkilin istek ve talepelri doğrultusunda yasal haklarının korunması için özen gösterilmektedir.
Bu anlamda BOŞANMA davalarında Zina, Hayata Kast, Pek Kötü Muamele, Onur Kırıcı Davranış, Küçük Düşürücü Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme, Terk, Akıl Hastalığı gibi özel sebeplere dayanılarak dava açılması , açılmış olan davalarda ise davalı ve/veya davacı taraf için yasal haklar çerçevesinde ekip arkadaşlarımız tarafından teşmil görevi yerine getirilmektedir.
Yargıtay Uygulamaları ve doktrin çerçevesinde aşağıdaki saymış olduğumuz sebepler de gözetilmek suretiyle Boşanma davalarında hukuki destek sağlanmaktadır.
a) Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
Evlilik birliği, iki tarafın hayatı paylaşması gerektirir. Ancak farklı iki bireyin ortak bir hayat kurması pek çok sorunu da beraberinde getirebilmektedir. Tarafların evlilik birliğinden beklentilerinin farklı olması, kişisel farklılıkları ya da ailelerin evliliğe müdahalede bulunması gibi pek çok sebep bu sorunları artırmaktadır. Ancak, taraflar arasında yaşanan her olay boşanmak için yeterli görülmemektedir. Burada önem arz eden bir husus da davalının itiraz hakkının bulunmasıdır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olgularda davacı eşin kusuru davalı eşin kusurundan daha fazla ise, davalı eş boşanma davasına itiraz edebilecektir. Dikkat edilirse kanun itiraz hakkının kullanılabilmesi için davalı eşin tamamen kusursuz olmasını aramamaktadır. Davalı eşin davacı eşe oranla daha az kusurlu olması, itiraz edilebilmesi için yeterlidir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunu doğurabilecek nedenler sınırlı sayıda değildir. Bu kapsama nelerin sokulabileceği daha çok Yargıtay kararlarıyla şekillenmiştir. Yargıtay kararlarında yer alan bazı sebeplere değinmek fikir vermesi açısından aydınlatıcı olacaktır:
Belirtilen sebeplerin tek başına boşanmak için yeterli olmadığı; bu sebeplerin aynı zamanda eş için ortak hayatı sürdürmeyi çekilmez hale getirmesi gerektiği unutulmamalıdır.
b) Anlaşmalı Boşanma
Medeni Kanun eşlerin anlaşarak boşanmasına cevaz vermektedir. Kanuna göre, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin açtığı davayı kabul etmesi halinde anlaşmalı boşanma söz konusu olmaktadır. Bu durumda evlilik birliği temelinden sarsılmış kabul edildiği için hakim ayrıca bunu araştırmayacaktır. Ancak hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi şarttır. Pek çok Yargıtay kararında da belirtildiği gibi, hakimin sadece tarafların vekillerini dinlemesi boşanmaya karar vermek için yeterli değildir.
Anlaşmalı boşanma durumunda taraflar arasında bir boşanma protokolü imzalanır. Bu protokolde boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumunun nasıl düzenleneceğine ilişkin düzenlemeler yer alacaktır. Ancak, bu hususlarda sadece tarafların anlaşması yeterli değildir. Bu protokolün, ayrıca hakim tarafından onaylanması gerekmektedir. Hakim, protokolü tarafların ve çocukların menfaatini göz önünde tutarak değerlendirip; uygun bulmadığı hükümlerde değişikliğe gidecektir. Bu değişikliklerin taraflarca kabul edilmesi halinde de boşanmaya hükmedecektir.
Bu aşamada Anlaşmalı Boşanmada tarafların Avukatlık Ofisimiz tarafından yapılacak hukuki destek çerçevesinde genel olarak velayet , nafaka ve mal rejimi noktasında hiçbir hukuki sıkıntıyla karşılaşmaksızın BOŞANMA davalarının takibi yapılmaktadır.
Ayrıca Aile Hukuku çerçevesinde aşağıdaki dava türlerinde de hukuki desteğimizle müvekkillerimizin yanındayız.
Sosyal Ağ